1 Aralık 2014 Pazartesi

Ülkemizde Kıymeti Bilinmeyen Yabancı Diziler-2

Ülkemizde kıymeti bilinmeyen Yabancı Diziler yazı serimizde sizlere, pek bilinmeyen ancak gerçekten çok kaliteli yapımları sunmaya çalışıyoruz ve serimizin ikincisinde sizlere Orange is the New Black dizisini tanıtcağız...

Orange is the New Black, ülkemizdeki dizi anlayışından çok farklı bir konuya sahip... Zaman zaman komik bir hapishane dramasını işleyen dizinin konusu ise şöyle:
Aynı adlı romanın uyarlaması olan Orange is The New Black dizisinin başrollerinde ülkemizde de büyük ses getiren Operasyon: Argo filminden hatırlayabileceğimiz Taylor Schilling ve Amerikan Pastası filminde Jim karakteri ile tanıdığımız Jason Biggs karşımıza çıkmakta...



Piper Chapman (Taylor Schilling), nişanlı, konforlu bir hayat süren bir kadın iken, 10 yıl önce üniversitedeyken uyuşturucu satıcısı eski kız arkadaşı Alex (Laura Prepon) yüzünden hapse düşen bir kadındır ve yaşadığı hayattan bir anda kendini demir parmalıklar ardına geçiş yaparken bulur kendini. 15 ay ceza alan Chapman, turuncu hapishane kıyafetleri içinde, hapishane kültürünü öğrenmeye ve hayatında inandığı, bildiği herşeyi yeniden sorgulamaya başlar. Chapman'ın hapishanede kurduğu ilginç arkadaşlıklara mizahi bir dil ile tanık olduğumuz dizi de komedi, dram ve suç üçlüsünü çok kaliteli bir yapımda izleme fırsatı bulacağız. Hayata dair farklı bakış açılarını merak eden ve seven kişiler için kaçırılmaması gereken bir dizidir.


http://diziset.com/wp-content/uploads/2014/08/oitnb14.jpg


Şuan da 2. sezonunda olan dizinin 3. sezonu 2015'de başlayacak...  IMDB puanı 8,5 olan dizi pek çok ülkede sevilerek takip ediliyor. Daha öncede belirttiğimiz gibi romandan uyarlanan dizinin kitabı aylarda New York Best Seller'da bir numarada kalmış ve en çok satılanlar listesine adını yazdırmıştı.



Fanlarının çılgın DIY ve grafik çalışmaları yaptığı diziye sizde bir göz atın, gerçekten etkileyici bir konusu ve oyuncu kadrosu var...

Dizi, Emmy ödüllerinde; En iyi Komedi dizisi, Komedi Dalında En İyi Kadın Oyuncu ve Komedi Dalında En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dallarında ödüle aday gösterilmiştir.

31 Ekim 2014 Cuma

Ülkemizde Kıymeti Bilinmeyen Yabancı Diziler-1

Ülkemizde yabancı dizi denince akla belli başlı yapıtlar gelir, The Vampire Diaries, The Originals, Teen Wolf, Game of Thrones, The Walking Dead ve Supernaturals bunların başında gelenlerden... Ancak yine de Türkiye'de ün yapmamış ancak yurtdışında inanılmaz reytinglere sahip çok başarılı yapıtlar var.


Türk televizyon kanallarının yabancı dizi konusunda yetersizliğinden olsa gerek, pek çok başarılı dizi gerektiği ilgiyi göremiyor. Yurtdışında oldukça rağbet görüp, Türkiye'de adı sanı pek duyulmamış, hakettiği ilgiyi göremeyen dizilerden, sizlere her hafta bir tanesini tanıştırmaya çalışacağız. Bu ilk yazı dizimizde sizlere bilim-kurgu sevenlere Orphan Black'i tanıştıracağız. Bilenler bilir, bilmeyenler için dip not; çok alışılmışın dışında bir konusu ve oyuncu kadrosu var.




Çıktığı ilk günden beri reytinglerde yüksek başarı elde eden, farklı konusuyla -alışılmış dizi konularından oldukça uzak- Orphan Black Kanada-Amerika ortak yapım bir dizidir. Kanada'lı oyuncu Tatiana Maslany'nin 5 farklı karakteri (spoiler: zaman zaman artabiliyor) canlandırdığı dizinin konusu şöyle:


Sarah, düzensiz bir hayatı olan, genel olarak da kirli işler yaparak yaşamını idame ettiren, öksüz ve sorunlu bir kadındır. Küçük kızı Kira ile düzenli bir yaşam umuduyla şehre geri döner, tren istasyonunda hayatını değiştirecek bir olaya şahit olur, o sırada çok üzerinde durmasa da olay miladı olacaktır. Burada bir kadının intihar edişine şahit olur ancak asıl vurucu nokta kadının tıpatıp Sarah'a benziyor olmasıdır. Olaydan sonra Sarah kadının çantasını alır ve uzaklaşır, kadının yani Beth'in tanımadığı ikizi olabileceğini düşünerek onun yerine geçmeye karar verir kızı ve üvey kardeşi Felix ile yeni bir hayata başlamak umudu ile Beth'in banka hesabını boşaltma düşüncesiyle kimlik değiştirir ve olaylar başlar...


Beth'in hayatı uzaktan ışıltılı görünür ancak Sarah gittikçe Beth'i intihara sürükleyen sorunların içine çekilir... İşler hiç de düşündüğü gibi gitmez aksine oldukça karmaşık bir hal alır. Beth bir polis dedektifidir ve Sarah onun takip ettiği bir dava da akıl almaz bir komplonun içinde olduğunu öğrenir ve kendisinin aslında ikiz değil seri bir klon üyesi olduğunu öğrenir, diğerlerinin sayısı da onları kimlerin yarattığıda meçhuldur ve bu klonları avlayan biri vardır. Sarah'ın hayatı iyice alt üst olacak ve gerilim ve atraksiyon dolu bir olaylar zinciri onu beklemektedir.
orphan1 orphan2 orphan3 orphan4

16 Ekim 2014 Perşembe

"Reaksiyon" Yayından Kaldırılır Mı?


"Reaksiyon" Yayından Kaldırılır Mı?

Star Tv iki sezondur dizi piyasasının en pahalı yapımlarına imza atan kanal konumunda.
Geçtiğimiz yıl oldukça masraflı bir yapım olarak dikkat çeken “Kurt Seyit ve Şura”yı ekranlara süren ancak reytinglerde tam anlamıyla dibi gören kanal bu sene de “Reaksiyon” ile en pahalı yapımı yayınlayan kanal ünvanını aldı.



image


Başrolünde Kıvanç Tatlıtuğ gibi bir ismi bulunduran Kurt Seyit ve Şura’yı yayından kaldıramayan -bu hem kanal için hem de Kıvanç Tatlıtuğ gibi bir oyuncu için oldukça kötü bir imaj yaratacaktı-  Star Tv henüz 4.bölümü olmasına rağmen reytinglerde aşağı doğru grafik seyreden “Reaksiyon” hakkında final kararı alabilir mi?


Bu iki açıdan çok zor görünüyor. Öncelikle kanal aylarca dizinin reklamı için çaba harcadı. Öyle ki neredeyse bilboardlar dahil her yerde Reaksiyon dizisi ile ilgili bir şeyler hep karşımıza çıktı.
İkincisi bu dizi ve cast ekibi için inanılmaz paralar harcandı. Türkiye’de dalgalı bir reyting oranına sahip olsa da dizi yurtdışından ilgi görüyor. Bu neden Star Tv öncelikle yatırımını geri kazanmanın peşine düşecektir.


Bu nedenle ben dizinin kısa vadede final yapacağını düşünmüyorum. Bol aksiyonlu günler bizi bekliyor!

15 Ekim 2014 Çarşamba

Güllerin Savaşı'nda Yolun Sonu Mu?

Kanal D ekranlarında yaz sezonunda yayınlanmaya başlayan gösterdiği başarılı performans ile kendisini kış sezonuna da taşıyan "Güllerin Savaşı" hakkında sosyal medyada ilginç iddialar ortaya atılıyor.

Başrollerinde Barış Kılıç, Damla Sönmez ve Canan Ergüder gibi isimlerin yer aldığı dizi yayınlandığı cumartesi akşamları ilk 3'ün dışında kalmayan bir yapım.


Kanal D'nin yeni sezonda sahaya sürdüğü dizilerin bir bir yolun sonuna geldiğini gördükçe (Bana Artık Hicran De, Benim Adım Gültepe gibi..) reytinglerde yerini sağlama almış, belli bir izleyici kitlesi elde etmiş bir diziyi yayından kaldırmasını beklemek kanal açısından intihar demektir.
Kanal D tartışmasız dizi sektörüne en çok yatırımı yapan ve bunun karşılığını fazlasıyla bekleyen bir kanal.

Bu sebeple bazen dizilerine karşı acımasız davranabiliyor. Kanalın bu sezonki stratejisi ise oldukç tehlikeli. Dizilerin günleri ile çok oynanıyor bu da izleyici kitlesinde kayba neden oluyor.
Ancak ne olursa olsun şahsen "Güllerin Savaşı"nın kanalın değer verdiği bir yapım olduğunu düşünüyorum ve kanal bu dizi ile yoluna devam etmek istiyor.

Bu nedenle dizi için ufukta bir final göründüğünü düşünmüyorum.

6 Ekim 2014 Pazartesi

RTÜK Ulan İstanbul'a Ceza Kesmiş!

Ulan İstanbul'a RTÜK'ten Ceza Gelmiş!

 

image

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Kanal D’de yayınlanan ‘Ulan İstanbul’ dizisindeki argo ifadelere ilişkin hazırladığı raporda, Türkçe’nin doğru kullanılmadığı tespitine yer vermiş!

Dizide kullanılan, ‘Ebenin örekesi’ ifadesinin halk arasında küfür şeklinde kullanıldığı dile getirilen raporda ayrıca, ‘aptal sersem’ anlamına gelen ‘gebeş’ ile ‘eskort evladı’ gibi argo ifadelerin de sık sık diyaloglarla geçtiği vurgulanmış!

Evet bu ülkede siyasetçisinden sanatçısınai tepeden tırnağa herkes tertemiz ve argosuz bir dil kullanıyor. Bu sebeple de Ulan İstanbul dizisine verilen ceza oldukça mantıklı görünüyor!
Efendim cezayı vermeden önce ülkenin kendi içindeki gerçeklerine ve biraz da aynaya bakmak lazım! Ondan sonra ceza vermesi en işin en kolay kısmı!

Medcezir'de Selim'in Gel Gitleri!

Ah Selim Ah!


Star Tv’de yayınlanan Medcezir’de bir zamanlar Yaman (Çağatay Ulusoy) ve Mira (Serenay Sarıkaya) aşkından daha çok Selim (Barış Falay) ve Ender Serez (Mine Tugay) aşkı konuşulur, izleyenler bu aşka imrenir, hayranlık duyardı.
Koskoca bir sezon boyunca bu masal gibi aşkın iki kahramanını izledik. Güldüler, ağladılar, kavga ettiler, sarıldılar…Yaşadıkları her duyguyu bize de yaşattılar.




image


Hepimizin imrendiği bu masal aşkının sonu ise adeta bir kabustu. Dizinin ilk sezonunun sonu ile birlikte Ender’in Selim’i aldattığı imajı çizildi ve Ender bir oldu bitti ile öldü.
İkinci sezon ile birlikte boşluğa düşmüş bir Selim Serez karakteri izlemeye başladık. Ne hikmettir ki senaristler bu modern zaman “masal aşk”ına çok fazla leke sürdüklerini düşünmüş olacaklar ki Ender’in Selim’i aslında tam da aldatmadığı gerçeği ortaya çıktı. Sinan- Ender arasındaki yakınlaşmanın Sinan’ın sapkınlık derecesindeki aşkından kaynaklı olduğu Ender’in ise her zaman Selim’i sevdiği hissi verilmeye çalışıldı.

Tabii artık ne fayda ne Ender kaldı ne de Sinan. Selim’de gönlünü çoktan gazeteci Deniz’e kaptırmış görünüyor.



image



Şimdi akıllara şu soru geliyor: Koca bir sezon gözümüze inatla sokulan Selim- Ender aşkı büyük bir yalan mıydı? Bu soru bu aralar çok soruluyor ve haklı olarak izleyenlerde tepkisini dile getiriyor.
Selim eşinin kendisini aldattığına inandı ve o sebeple Deniz’le yakınlaştı diyelim.Peki Selim’de yeni sezonun başından beri göremediğimiz nefret duygusu birden mi ortaya çıktı? Eğer öyleyse neden haftalardır Selim’in acı çektiği sahneleri izliyoruz.

Selim büyük bir boşlukta ve Deniz’e sığınıyor diyelim. İki bölüm önce eşinin anısına düzenlenen gecede hepimizi gözyaşlarına boğan Selim evlilik yıldönümüne hem de eşinden sonra ilk evlilik yıldönümüne bu kadar mı saygı gösteriyor?


Neresinden tutarsak tutalım bu büyük aşk elimizde parçalanıyor sanırım. Ne diyelim bari en azından Selim ile Deniz’in sonu Ender ile Selim’e benzemesin!